Garda, Haydarpaşa Garı’ndan ilhamla açılmış bir kafe

Garda, Haydarpaşa Garı’ndan ilhamla açılmış bir kafe : ‘Garda’, Haydarpaşa Garı’ndan ilhamla açılmış bir kafe. Vitraylı kapıların, kemerli tavanların, duvar saatlerinin birebir yansıtıldığı mekanda satılan ürünler de garın geçmişteki hali gibi Anadolu’nun farklı yörelerini buluşturuyor.

İçi de en az dışı kadar görkemli olan Haydarpaşa Garı’nın renkli vitraylarını, sepet kulpu diye bilinen kemerli duvarlarını, neredeyse her sütunu süsleyen saatlerini, hatta olur ya Doğu Ekspresi hattını işaret eden levhasını özlediyseniz teselli niyetine bir haberimiz var. İki genç girişimci Serdar Özkan ve Sahra Daşdemir, Kadıköy Yeldeğirmeni’nde Haydarpaşa Garı’ndan ilhamla bir kafe açtı.

Özkan ve Daşdemir’in Garda adını verdikleri mekanı Yeldeğirmeni’nde açmasının mahallenin son birkaç yılda yaşadığı hızlı dönüşümü ile elbette bir ilgisi var. Çünkü burası parlayan yıldızı ile ardı ardına açılan konsept kafelerin de üssü konumunda. Fakat asıl hikaye iki arkadaşın burada bir kafe açma kararı vermelerinden sonra başlıyor. Yıllarca özel sektörde çalıştıktan sonra kendi işlerini kurmak isteyen iki ortak, Rasimpaşa olarak da bilinen mahalleyi gözlerine kestirdikten sonra ‘ne yapabiliriz’ diye düşünmeye başlamış.

Yeldeğirmeni çok eski bir yerleşim yeri. Hatta geçmişte tren yolu inşaatında çalışan Alman mühendisler ve işçilerinin oluşturduğu yoğun bir nüfusa sahip. Dünden bugüne de demiryolu çalışanlarının yoğunlukla oturduğu bir bölge. Dolayısıyla yapısında İstanbul’un simge mekanlarından Haydarpaşa’nın etkisi büyük. Ee bir taraftan da Serdar Özkan’ın dediği gibi Haydarpaşa Garı ile ilgili birtakım oyunlar ve tartışmalar devam ediyor. Onlar da bu akıbeti meçhul yapının minyatürünü yaşatmak adına burayı açmaya karar vermişler.

“Garın kendisi kaybolurken burayı yaşatmaya mı çalışıyorsunuz?” diye sorduğumuzda “Umarım burası yaşar ama orası da kaybolmaz.” cevabını veriyor Özkan. Tarihî garı tamamıyla yansıtmak mümkün olmasa da çok önemli detaylar benzetilerek nostaljik bir mekan oluşturulmuş. Kafenin içi Özkan’ın ‘alaylı bir mimar’ olarak bahsettiği Ermeni bir mekancının elinde ‘Mini Haydarpaşa’ya dönüştürülmüş. Haydarpaşa’yı Haydarpaşa yapan vitraylı kapılar, kemerli tavanlar, duvar saatleri, neredeyse birebir yansıtılırken, meşhur iskelesi, denizi, martısı ise duvarlara resmedilen görüntülere emanet.

Marşandiz sandviç’i tatmak ister misiniz?

Haydarpaşa imgesi sadece dekorda kendisini göstermiyor. Haydarpaşa’yı Anadolu’dan İstanbul’a açılan kapı olarak nitelendiren işletmeci, sundukları yiyeceklerde de bundan bir emare olsun istediklerini anlatıyor. Gözümüzün önüne, filmlerde de defalarca şahit olduğumuz elinde tahta bavuluyla garın merdivenlerinde duran şarklı adam geliyor. Özkan’dan dinleyelim: “Anadolu’nun farklı yerlerinden gelip kendi kişisel eşyalarıyla, çıkınlarıyla, yoğurdu peyniri vs. ile Haydarpaşa’dan İstanbul’a gelen kişileri düşünün. Nasıl ki Anadolu’nun farklı farklı yerlerinden gelen kişilerin buluşma mekanı Haydarpaşa Garı, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden gelen lezzetler de ‘Garda Kafe’de buluşsun istedik.”

Daha çok kahvaltı sunumlarıyla öne çıkan kafenin peynirleri Diyarbakır’dan, Kars’tan, Erzincan’dan geliyor. Edremit’ten zeytin, Malatya’dan kuru meyve geliyor. Reçeller de el yapımı… Tabii başlangıçta biraz zor olmuş tedarik ağı ile uğraşmak, onların takibi vs. Ama müşteriye akılda kalıcı ürün servis etmenin bir maliyeti olduğunun farkındalar. Bu arada sandviçlerin isimleri de konsept ile gayet uyumlu. Haydarpaşa, Marşandiz, İskele, Meram Ekspres, Anadolu Ekspres, sandviç isimlerinden bazıları…

Okul arkadaşı olan ve 16 yıldır birbirlerini tanıyan Özkan ve Daşdemir, müşterilerinin burada tattıkları bir yiyecekle Garda Kafe’yi hatırlamalarını çok önemsiyor. Yani dertleri sadece dekoratif bir şey sunmak değil. Garda Kafe, Rasimpaşa Mah. Karakolhane Cad. 51 numarada.

Haydarpaşa, gar olarak kalsın!

Serdar ve Sahra, şu sıralar her ne kadar Haydarpaşa’nın minyatürü ile ilgilenseler de gerçek Haydarpaşa’da neler olup bittiği konusuna da oldukça duyarlılar. Hattın ulaşıma kapanmasından beri her hafta garda eylem yapmaya devam eden Haydarpaşa Dayanışması’nın daha kafe tadilat halindeyken kendilerini ziyaret etmelerinden belli. Masada çayınızı yudumlarken birden gözünüze takılıp kafede değil de iyiden iyiye istasyonda olduğunuz hissini veren orijinal tabela Haydarpaşa Dayanışması’nın kendilerine bir hediyesi imiş. Haydarpaşa Garı’nın akıbeti konusunda bir tahminleri olmasa da umutları var: “Eskisi gibi İstanbul’a açılan bir kapı olsun. Trenler gelip gitsin, hat işlesin. Yani Haydarpaşa, gar olarak kalmaya devam etsin.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*