Dünyanın en şatafatlı tren yolculuğu

Dünyanın en şatafatlı tren yolculuğu :Kralları ağırladı, casusları taşıdı, yağmalandı, yakıldı… Uğruna kitaplar yazıldı, filmler çekildi, ününe ün katıldı…
Paris’ten ilk seferine 1883 yılında şölenler eşliğinde çıkan trenin rotası İstanbul’du. Orient Express, yolcularına eşi benzeri görülmemiş, lüks bir seyahat vadediyordu. O yılların şartlarına göre misafirlerini şaşırtan vagonlar, ahşap işçiliğinde nam salmış ustaların elinden çıkan ceviz mobilyalardan ipek çarşaflara, gümüş yemek takımlarının yanındaki kristal bardaklardan, deri berjer koltuklara kadar en ince ayrıntısına kadar özenle donatılmıştı. Trenin beş yıldızlı otelden farkı, raylar üzerinde yürüyor olmasıydı.
Bu şatafat Avrupa’nın soylu zenginlerinin dikkatini kısa sürede çekmeyi başardı. Biletlerin karaborsaya düştüğü seferlerin ilk tadına bakanlar, üst rütbeli askerler, diplomatlar ve zengin tüccarlardı. Tren kısa zamanda herkesin merak konusu olmuş, sosyetenin diline dolanmıştı.
BİR TAŞLA İKİ KUŞ
Ciddi yatırım gerektiren projeyi, Belçikalı bir bankerin mühendis oğlu Georges Nagelmackers’ın Wagons-Lits adındaki şirketi gerçekleştirmişti. Başlangıçta tren yolu Paris’ten Varna’ya kadar döşenmişti. İstanbul’a uzanan yolculuk limandan buharlı gemilerle devam ediyordu.
Henüz veliahtken İstanbul’a gelip hayran olan Belçika Kralı 2.Leopold’ın ticarete yatkın bir kafası vardı. Osmanlı topraklarından para kazanacağını anladı, tahta geçince demir yolu için çalışmalara başladı. Orient Express her ne kadar Wagon-Lits ismi ile anılsa da projenin arkasındaki adam kraldı.
Misafirlerine sunduğu lüks yolculuğun yanı sıra, kargo vagonlarında taşıdığı kıymetli ticaret malları, alışveriş konusunda emeklemeyen Avrupa için iyi bir fırsat olmuştu. Orient Express yatırımcısının ve konuklarının yanında tüccarları da mutlu etmeyi başardı.
EKSPRESTEN MİRAS PERA PALAS
3 gün süren yolculuk sonunda İstanbul’a gelen misafirler Lüksemburg Oteli’nde ağırlanıyordu. Orient’in nazlı yolcuları durumdan hoşnut değildi. Bu yüzden Haliç’in muhteşem manzarasına bakan Tepebaşı’nda otel inşaatına başlandı. İşletmeciler Orient Express’in yüksek standartlarına sahip Pera Palas Oteli’ni gösterişli kutlamalar eşliğinde, ismine yakışır bir şatafatla açmıştı. 1895 tarihinde Osmanlı saraylarından sonra ilk elektrik verilen binaydı ve İstanbul sosyetesi elektrikle çalışan ilk asansörle tanışmıştı. Ayrıca sürekli sıcak su akan başka otel de yoktu. Kısa zamanda dikkatleri üzerine çekmeyi başardı, uzun yıllar çok önemli isimleri ağırladı.
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ
Krallar, komutanlar bir yana, dünyaca ünlü Alman casus Mata Hari, İngiliz casus Lawrence da yolcular arasındaydı. Agatha Christie meşhur romanı ‘Doğu Ekspresinde Cinayet’ kitabına trende başladı, Pera Palas’ta noktaladı. Amerikalı yolcunun cinayeti, İngiliz dedektif Hercule Poirot’un maharetleri çok tuttu. Bu kitaptan üç ayrı sinema filmi yapıldı, dünya klasikleri arasında yerini aldı. Bütün zamanların en iyi yönetmenlerinden Alfred Hitchcock, ünlü İngiliz yazar Henry Graham Greene de trenden ilham aldı. Sean Connery’nin oynadığı James Bond, trende boy gösteren başka bir kahramandı. Sherlock Holmes ve daha birçok karakter trenden ekmek yedi.
Hitler’in tren korkusu
1. Dünya Savaşı sonunda Fransa’nın Compiegne ormanına çekilen 2419 numaralı Orient Ekspress vagonunda Mareşal Foch başkanlığındaki Fransız ve İngiliz yetkililer, Alman temsilcilere ateşkes imzalattı. 1918’deki bu olay Fransızlar için zafer anlamındaydı. Söz konusu vagon önce İnvalides’de sergilendi ardından müzeye çekildi.
2. Dünya savaşında Almanlar Paris’e girdi (1940). Hitler’in emri ile vagon sergilendiği yerden çıkartıldı. 1918 yılında müzakere imzalanan yere getirildi. Adolf Hitler, Fransız General Charles Huntziger ve ekibine ateşkesi yine aynı vagonda imzalattı. Sonra 2419 numaralı vagon Alman müzesine kaldırıldı. Netice 1-1’di. Almanlar öcünü almıştı.
Gelgelelim ilerleyen günlerde durum yine değişti. Hitler başına gelecekleri anladı. Emir verdi, vagon müzeden çıkartıldı ve yakıldı.
Tarihte trene takılanlar
1927: John Dos Passos Osmanlı topraklarına yaptığı geziyi Orient Express ismi ile yayınlar.
1932: Graham Greene ‘Stamboul train’ romanı bir Yahudinin tren yolculuğunu anlatır.
1934: Agatha Christie’nin meşhur kitabı ‘Şark Treninde Cinayet’ yayınlanır.
1938: Alfred Hitchcock’un ‘The Lady Vanishes’ filmi, trende kaybolan kadını anlatır.
1939: Eric Ambler trendeki kaçakçılık romanını yazar, 1944 yılında sinemaya uyarlanır.
1957: James Bond serisinin en tutulan kitabında Orient Express anlatılır.
1967: Sean Connery oynadığı 007 Bond karakteri ile trenle Sirkeci garına gelir. Filmin büyük kısmı İstanbul’da çekilir.
1974: Agatha Christie’nin romanı ‘Şark Treninde Cinayet’ tekrar sinemaya uyarlanır ve bu film Oscar alır.
1977: Sharlock Holmes karakteri trendedir. Savaşı önlemek için çaba gösterir.
1997: The Last Express, bilgisayar oyunu olarak tasarlanır. Treni konu alır.
1999: Mangus Mills’in tren hikâyesi Booker roman ödülüne aday olur.
2002: Arthur Eames, Agatha Christie’nin yazdığı kitaptan yola çıkar ve kendi romanında oradan alıntılar yapar.
2003: Agatha Christie’nin romanı çizgi filme uyarlanır.
2006: Vladimir Fedorovski trenin ünlülerini anlatan romanını yazar.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*